Karadeniz turlarının önemli duraklarından, Kaçkar Dağları’nın yaylalarına, zirvelerine, sakladığı nefis güzelliklere açılan kapısı Ayder Yaylası. Son yıllarda aşırı yoğun bir turist akınına uğrayan ve birçoğumuza göre geçmişini aratan Ayder, kendine has doğası, kaplıcaları ve kritik lokasyonuna bir de kolay ulaşılabilirliği eklenince hızlıca büyüyen bir turizm merkezi oldu. Taflan’ın yaklaşık 12 sene önceki anılarıyla şimdi Barış’ınkileri kıyasladığımızda “Ayder çok bozuldu.” sözünün maalesef birçok haklı sebebi var. Ayder gezi notlarımızda yer alan önemli bilgileri verdikten sonra seyahat anılarımızı daha da detaylandıralım.
Bölge Ayder Yaylası diye anılmaya başlansa da aslında hiçbir zaman yayla olarak kullanılmamış, Bölge köylüleri tarafından yaylalara giderken ve dönerken dinlence yeri olarak kullanılmıştır. Ayder’in ünlü kaplıcasının ve gerçekten çok lezzetli suyunun geçmişi ise Osmanlı’dan beri bilmektedir ve az yazılı kaynak üreten bir millet olmamıza rağmen kayıtlarda yer almakta. Bölgede yüzyıllardır yaylalarda yaşayan ve saklı kalmış hayatlar hakkında ne yazık ki bilgimiz sınırlı. Örneğin, Ayder de dahil olmak üzere yaylaların çoğunun etimolojik kökeni Ermenice’den geliyor. Fakat bölgedeki eski yaşamla ilgili hikayeler kulaktan kulağa anlatılan hikayelerden ibaret. Günümüzde ise Ayder’in zaten bir turizm merkezine dönüştüğünü kabul edersek bölgedeki diğer yaylalarda da insan hayatı giderek azalmakta ve planlanan değişikliklerle sadece “turistik” olmaya doğru ilerlemektedir.
Ayder Yaylasında Gezilecek Yerler
Çevresi ladin ve kayın ormanlarıyla kaplı Ayder’de kalabalıktan fırsat bulabilirseniz keyif yapmaktan başka bir şey yok. Bu sebeple artık birçok gezgin bizim de yaptığımız gibi Ayder’de hiç vakit geçirmeyip sadece konaklama noktası olarak kullanıyor ve her gün çevredeki yaylalara çıkıp yürüyüş yapıyor. Bizce de açıkçası Ayder’in en güzel yanı Kavrun, Huser, Avusor gibi yaylaları günübirlik gezip gece Ayder’de konaklamak. Bir dahaki sefere Ayder’i pas geçip direkt yaylalarda konaklamayı da düşünmedik değil. Bazen Mecidiyeköy’ü özletecek kalabalıklara karışmak, yere çöp atmamak gibi basit görgü kurallarını sağlayamayan insanlarla aynı alanı paylaşmak huzur kaçırtabiliyor. Son yıllarda sayıları oldukça artan, arkasında 3’er eşi ile gezen zengin Arap turistleri de insanın “huzurlu” iken görmek isteyeceği manzaralardan değil bizce.
Bölgedeki insanlar hassas davranmaya çalışsa da kontrolsüz gelişen turizm, Ayder’i estetik değerleri düşük ve doğallığı gittikçe azalan bir yere dönüştürmekte. Az ilerideki derelerden hayatınızda içebileceğiniz en güzel sular akarken pet şişelerde su satılması, bal, tereyağ gibi ürünlerin doğallarının hiçbir yerde satılmaması, mısır ekmeğinin 7 TL ek ücretle satılması gibi konular bizi gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Bölge halkı için Ayder’in ekonomik anlamda önemi büyük bunu kabul ediyoruz fakat büyürken kalitenin azalması üzücü. Ahşap evler yer yer estetik düzeni korusa da bu konuda da yeterince denetim olmadığı aşikar. Ayder boyunca ortadan geçen asfalt yol her saniye dolu ve yoğun bir trafik oluşuyor. Biz de ilk vardığımız anda arabaların içinde kalıp bunalınca kendimizi ilk minibüsle Kavrun Yaylası’na atmıştık.
Rize Merkez'den Günü Birlik Ayder Turuna Nasıl Katılırım ?
- Her Gün Rize Merkez kalkışlı günübirlik Ayder Turları için : 0545 844 99 96 Arayınız !
Detaylı Bilgi İçin : tours.actbilet.com Tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder